KADINLARDAN 8 MART MESAJLARI

 


Herkese merhaba sizlerin desteğiyle 8 Mart haftası boyunca sürdüğümüz yazı dizimiz bugün sona eriyor. Güzel yorumlarınız ve fikirleriniz için çok teşekkür ederiz. Yazı dizimizin son gününde sizlerden gelen 8 Mart mesajlarını yayınlayacağız. Keyifli okumalar. Bizlere sosyal medya hesaplarımızdan ve odtutoplumsalcinsiyet@gmail.com mail hesabımızdan ulaşabiliriz. Birlikte daha güçlüyüz. Esenlikler dileriz.

Anneannem, annem ve ben... Farklı zamanlar, farklı hayatlar, ama aynı sıkışmışlık hissi... Kız çocuğu olduğu için okutulmayan anneannem, kocası üzerinden tanımlanan annem, öğretmen mesleğini sırf kadın olduğum için yakıştırılan ben... Bizi, biz en iyi anlarız. Var olmuş, var olan ve var olacak tüm kadınlara saygılarımla, günümüz kutlu olsun.

Oylum Seriner



Bitmek bilmeyen günlerden biriydi. Annemin babamın işten güçten arkadaşlarıyla, her ay altın vermek bahanesiyle toplaşıp yemek yedikleri, gülüştükleri, ortalama 3 bilemedin 3 buçuk saat süren, ertesi gün okul olduğu için “hayır bırakmam”, “yine bekleriz” gibi nidalarla sonlanan bir “gün”dü. O ay, sırası gelen talihlinin evine girdik. Sofra kurulmuş, hazırlıklar tamamlanmıştı. Koltuklara yerleştirildik. Yaşım gereği bir zamanlar aramızda kaçınılmaz cinsel gerilim yaşanan evin yaşıtım  oğlanı henüz eve gelmemişti. Arkadaşım olduğu için nerede olduğunu sormam gerekirdi ama sormadım çünkü bu saatte onun dışarıda olabileceği fakat benim yalnızca cinsiyetimden dolayı böyle bir şeyin izin sınırlarıma dâhil olmadığı gerçeğini yüzüme çarpmak istememiştim. Tam toplumumuzdaki cinsiyetçilik üzerine kendimi doldurmak üzereydim ki üzerime her misafir çocuğunun muhatap olduğu sorular fırlatılmaya başlandı. Üzülmüştüm, zamanlama talihsiz olmuştu, diğer gün üyeleri geldiğinde sorulsaydı tekrar tekrar cevap vermek zorunda kalmazdım. Kalıp sorulara kalıp cevaplar verdim. Yemekler yenildi, tüm hanımlar mutfakta bulaşıkları yıkamak için birbirleriyle kapışırken tüm beyler sofrada oturur durumda kaldı. Babamın da içerisinde bulunduğu eril topluluğa avazım çıktığı kadar kalkın diye bağırmak istedim ama yapamadım. Mutfak toparlanınca değerli gün üyeleri istemsizce haremlik ve selamlık olarak ikiye ayrıldı. Otomatik olarak haremlik grubuna atandım. Yemek tarifleri, çocuklar, eşler konuşuluyordu. Çaylar, tatlılar evin hanımı tarafından servis edildi. Annem kaşıyla bana yardım et sen de işareti yapınca ben de çay koymak için kalktım. Mutfaktayken salondan gelen ne kadar hanımefendi ve yardımcı bir kız olduğum üzerine yapılan konuşmaları da duyabiliyordum. Çayları ve elime tutuşturulan hanımeli kurabiyeleri aldım. Anne eli değmiş gibiydi. İçinde bulunduğum ortam düşünülürse bu marka cinsiyetçiliğini göz ardı edebilirdim, belki sonra bunu tivit atarım diye düşündüm. Pasif devrimciler tivit atmayı severler. Çayları tepsiye koydum. Bu sırada yaşıtım oğlan da eve gelmişti. Ellerinde 8 adet çiçek buketi vardı. Kadınlar günümüz kutlu olsundu.

            Eda Kibar 

Eril yazılmış tarihin tozlu sayfalarında “meçhul askerin karısı” olarak kalmak da istemiyoruz; bugünümüzde bilimin, sanatın, siyasetin, kısacası hayatın içinde var olmaya çalışırken eril dillerin ne yapacağımızı söyleyip durmasını da kabul etmiyoruz! Hep birlikte mücadele ediyor ve umudumuzu diri tutmak için kalabalığımızı hatırlıyoruz. İyi ki varız ve var olacağız! Günümüz kutlu olsun. 

Duygu İnce 





Her türlü sömürüye, eril düzene ve eşitsizliğe karşı bir aradaydık ve şimdi de bir arada duruyoruz. Kadınların özgürce yaşadığı,dans ettiği,gülebildiği günlerin mücadelesini veriyoruz ve bu mücadeleyi dayanışmamızın gücüyle büyütüyoruz. Yaşasın 8 Mart! Yaşasın kadın dayanışması!

Işıl Ünlü 


Patriyarkanın kaybedeceği güzel günlere duyulan inanç ve umutla. Birlikte başaracağız. Günümüz kutlu olsun.


 Elçin Kuloğlu


Bu 8 Martta da biz olabildiğince her alanda kendi haklarımızı ve hayatlarımız savunmak için biraraya geldik ve birbirimizle dayanışarak birbirimizden güç aldık. Bu dayanışma ve mücadelenin meyvelerini her alanda toplamaya devam ediyoruz. Tüm kadınlar için şunu söylemek isterim ki biz her ne kadar yalnızlaştırılmaya çalışılsak da herzaman birarada olmanın çeşitli yollarını buluyoruz. Birbirimizle dayanışmamız bugün gerçekten çok önemli.Kadın üniversiteleri bugün bizim biraradalığımıza bir saldırı olarak karşımıza çıkıyor. Akademi içinde zaten var olan cinsiyetçilik daha da perçinlenmesinin bir sonucu olarak kadın üniversiteleriyle karşı karşıyayız. Bizler eşit eğitim hakkımızı sonuna kadar savunmak adına kadın üniversitelerini istemiyoruz diyerek haykırıyoruz. 8 Martta da güvenli bir kampüs, eşit bir eğitim için mücadelemizi sürdüreceğimizi belirtiyoruz ve bütün kadınları mücadelenin bir parçası olmaya davet ediyoruz.

Sıla Altun


8 Mart sesimizi özgürce duyurabildiğimiz yegane günlerden biri olsa bile kadınlar olarak ortak talebimiz yılın her günü özgürce taleplerimizi dile getirmek istiyoruz. Bunun da temel insan haklarımızın tam olarak korunmasıyla ve yasal olarak sağlam bir zeminde sağlanacağını biliyoruz. İstanbul Sözleşmesi’ne karşı olan zihniyete karşı susmuyoruz ve tüm kadınlar olarak 6284 sayılı kanunun tam olarak uygulanmasını talep ediyoruz !

Ekin Durmaz


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BİR SERİ KATİLİN DEĞİL, KATİL RUHLU BİR TOPLUMUN FİLMİ: HOLY SPIDER

ÖZAK DİRENİŞÇİSİ FUNDA BAKIŞ: KADINLAR OLARAK KARŞIMIZDAKİ ENGELLERİ CESARETİMİZLE, BİRLİKTELİĞİMİZLE AŞACAĞIZ

Feminizm ve Sosyal Medya