AMA ÖYLE AMA BÖYLE BURADAYIZ

 

KaosGL yazarı, gazeteci Yıldız Tar ile 12 Haziran’da Onur Ayı kapsamında bu yılın başında ilan edilen Aile Yılı’nı ve LGBTİ+’ları hedef alan yasa tasarısını tartıştık. İktidarın bu seneyi önce Aile Yılı, sonrasında bununla da yetinmeyip Aile On Yılı ilan etmesini ve aynı zamanda LGBTİ+’larla mücadele yılı söylemlerinde bulunmasını, meclise sunulan yasa tasarısını nasıl değerlendirdiğini sorduk. Yıldız Tar, iktidarın sürekli nüfus politikasına değinmesini, nüfus artış hızının düşüklüğünün sebebini LGBTİ+’ların varlığına bağlamasını, toplumda sürekli olarak nefret yaratmaya çalışmasının nedeninin güç toplamak ve yerini korumak için kullandığı politikalar olarak değerlendirdi. Yasa tasarısına karşı koymamız gereken mücadelenin söylemsel bir duruştan ibaret olmaması gerektiğine, bulunduğumuz her alanda mücadeleye devam etmemiz gerektiğine değindi. Aynı zamanda toplumun çok büyük bir kısmının LGBTİ+fobik olduğu söylemlerinin gerçeği yansıtmadığını, KaosGL ve 17 Mayıs derneklerinin yaptığı son çalışmayla toplumun yaklaşık yüzde kırklık bir kısmının destekleyici olduğunu gördüklerini belirtti ve bu yüzdenin hiç de az olmadığını vurguladı. Aynı zamanda bu toplama ulaşmanın zor olmadığını, bu noktada kullandığımız dilin ve iletişim kurma şeklimizin çok önemli olduğunu konuştuk. Mücadeleyi yürütebilmenin, bizimle “aynı tarafta” olmayan insanlara ulaşabilmenin yolunun onlardan her zaman en doğru şekilde konuşmalarını beklemek değil de yanlışlarla beraber yolda öğrenmenin, beraber dönüşmenin belirleyici olduğuna değindik. Politik doğrucu bazı tavırların kimseye bir yararı olmadığını, iki tarafı da yalnızlaştırdığını ve mücadeleyi kısıtladığını; değişmenin ve dönüşmenin önüne geçtiğini konuştuk. Mücadelenin nasıl devam edeceğini konuşurken ise Yıldız Tar, “LGBTİ+’ların mücadelesini bitirmek için nüfusun üremesini tamamen durdurmak lazım. Ama öyle ama böyle buradayız, mücadelemiz devam ediyor.” ifadelerini kullandı. Biz de aynı şekilde mücadelenin ve direnişin hiçbir zaman bitmeyeceğini, özgür ve eşit bir yaşam talebimizden vazgeçmeyeceğimizi tekrar vurguluyoruz.

Terfa Henna