1 MAYIS'TA GENÇ KADINLAR OLARAK NEDEN ALANLARDA OLACAĞIZ?



Henna ve Leyla

İktidarın "AİLE YILI" programının kadınları, genç kadınları dört duvar arasına hapsetmeyi ve ucuz iş gücü havzasına çekmeyi amaçladığını daha önce sıkca yazdık. Geçtiğimiz senelerden itibaren ailenin daha fazla güçlenmesine odaklanan iktidar; her ilde buna yönelik aile çalıştayları düzenliyor, nafaka hak gaspları uygulamalarında bulunuyor, tedbir ve uzaklaştırma kararlarının süresini kısıtlıyor, 6284'ü hedef haline getiriyor. 2025 yılını "Aile Yılı" ilan etmesiyle beraber kadınları ev içi şiddet sarmalına daha fazla sıkıştıracağını ilan ediyor, hemen ardından meclise sunduğu yasa tasarısıyla LGBTİ+'ları "kutsal aile" ve “genel ahlaka” tehdit oluşturuyor bahanesiyle daha fazla hedef haline getiriyor. Aile içi şiddete maruz kalan kadınları korumak, şiddeti önlemek yerine genç kadınlara evlilik teşvikleri sunurak kurtuluş yollarını burdan çizmelerini sağlıyor. Aynı zamanda iktidarın sürekli en az 3 çocuk çağrısında bulunması ve doğum teşvikleri uygulaması da kadınları eve hapsetme politikalarının birer örneği. İktidar bu çağrıları çocuklara çok önem verdiğinden ve onların hayatlarını, güvenliklerini, eğitimlerini öncelediğinden yapmıyor. Son dört yılda TÜİK verilerine göre çocuk işçi sayısının 750 bine yükselmesi, çocuk işçi ölümlerinin ve intiharlarının artması iktidarın çocukları da sefalet koşullarında ucuz iş gücü havzasına çekmek için bu çağrıları yaptığının bir kanıtı. Bu verilerin TÜİK verileri olmasıyla beraber kayıtlara girmeyen göçmen, Kürt çocuk işçilerin de bulunduğu da düşünülünce karşımıza çıkan tablonun aslında çok daha can yakıcı olduğunu görebiliyoruz. 

ESNEK ÇALIŞMA SAATLERİ BİR LÜTUF MU?

Bu tabloyla birlikte kadınlara bir vaat gibi sunulan esnek çalışma saatleri uygulaması bizlere kadınları ev içine hapsetmenin yolunu bulan iktidarın, aynı zamanda kadınları ucuza ve sigortasız çalıştırmanın yolunu da bulduğunu gösteriyor. Kadınların ucuza ve sigortasız çalıştırılması iktidarın yeni bir politikası değil. Bu politika 23 yıldır uygulanıyor ve kadınlar bir yandan ucuza ve sigortasız çalışırken bir yandan da ev içi angaryayı yükleniyor. İktidar aile yılıyla da beraber kadınları bulundukları her alanda sömüreceğini, baskılayacağını, cinsel saldırıya ve şiddete maruz bırakacağını ilan ediyor.

Tüm bunlarla beraber kadının ezilmişliği sorununu derinleştirmek iktidarın varlığını sürdürebilmesi için elzem bir yere oturuyor. Bu nedenle kadın mücadelesi ve bu mücadelenin yükselişi iktidara ilk elden darbe vuruyor. Ve işte bu nedenle iktidar başa geldiği günden beri mücadelemizi baltalamaya, sönümlendirmeye, uyguladığı politikalarla bizi sindirmeye ve susturmaya çalışıyor. Bizse bunun karşısına her zaman daha büyük bir mücadele ve dayanışma koyuyor, alanlarımızda vazgeçmiyor, bulunduğumuz her alandan sesimizi yükseltiyoruz. Tarihe baktığımızda kadın mücadelesinin kazanımlarının iktidarları sarstığını, emekçi kadınların grevlerinin sistemlerin yıkılmasının fitilini yaktığını, devrimlere önayak olduğunu görebiliyoruz ve bu gibi nedenlerle kadın mücadelesinin önemini tekrar ortaya koyuyoruz.

1 MAYIS'TA NEDEN ALANLARDAYIZ?

İktidar günümüzde kadınları daha ucuz iş gücü olarak kullanıyor, ev içine hapsediyor, işçi çocuk üretimini garantilemek adına doğum teşviklerinde bulunuyor; çocuğun eğitimini, bakımını kadının omuzlarına yüklüyor. Kadınlara uyguladığı baskı ve yasak politikaları da buraya oturuyor. 1 Mayıs'ta "Eşit İşe Eşit Ücret", "Kreş Hakkı", "Sendikalaşma" talepleriyle alanlara gelen işci ve emekçi kadınların safında biz genç kadınlar "Güvenli Kampüs", “Nitelikli Barınma" gibi kendi özgün ve ortak taleplerimizle yan yana gelerek iktidara ve sisteme daha güçlü darbe indirmenin yolunu çizmiş oluyoruz. Kitlesel kadın mücadelesi işçi kadınların taleplerinin üzerine oturduğu zaman kaçınılmaz olan olacaktır. Bu yüzden 1 Mayıs’ta üniversiteli genç kadınlar olarak kampüslerden taşarak taleplerimizi haykırmak, "İşçi Gençlik El Ele Mücadeleye" sloganını yükseltmek için alanlarda olacağız.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

MODERN CİNSİYETÇİLİK

ÖZAK DİRENİŞÇİSİ FUNDA BAKIŞ: KADINLAR OLARAK KARŞIMIZDAKİ ENGELLERİ CESARETİMİZLE, BİRLİKTELİĞİMİZLE AŞACAĞIZ

26 Nisan Lezbiyen Görünürlük Günü Özel: Mektup Var!